DOKUMA PARK RAMAZAN ŞENLİKLERİ
Değerli okuyucularım, okumakta olduğunuz bu yazıyı zamanında bitirip paylaşamadığım için sizlerden özür dilerim öncelikle. Mazeret bahanesiz olmaz, benim de bu konuda bir mazeretim var. Tabi gerekçem her ne olursa olsun yazımı zamanında yazmadığım gerçeğini değiştirmeyecek.
Neyse sizleri gereksiz yazılar yazarak bunaltmayayım daha fazla ve bir an önce konuya giriş yapayım.
Kepez Belediyesi, Dokuma Parkı içerisinde Ramazan Ayı’na özel bir etkinlik programı hazırlamıştı. 13 Mayıs 2019 Pazartesi günü başlayan ve Ramazan Ayı boyunca devam etkinlikte, Dokuma Park’ın içerisinde eskileri anımsatan dekorlar ile hazırlanan panayırda büyükler çocukluklarını, gençliklerini anımsarken çocuklar ise eski oyunlar ile eğlencenin tadını çıkardılar.
Panayır içerisinde geçmişe ait her detay düşünüşmüş. Kelimenin tam anlamıyla her detay düşünülmüş. Pastane, bakkal, kıraathane, okul, ev, çay ocağı, kitapçı, okul, o döneme ait eşyalar, araçlar, oyunlar, oyuncaklar ve paralar.
Ocak 1970 tarih ve 1211 sayılı kanun ile kullanılmaya başlayan ve 2005 yılına kadar geçerli olan bir banknot. Bu tarihler arasında basılan kağıt paraların banknotlarının en büyüğü, yani değer olarak en büyüğü yeşil renkli 20 milyondu. Tabi henüz Türk lirasından altı sıfır atılmadığı için milyon ifadesi kullanılıyordu. Neyse, biz devam edelim.
Alttaki banknot kopyası, bir önceki resimde paylaştığım “Ziraat Bankası”ndan temin ediyorsunuz. Alışveriş yapmak istediğinizde mavi zeminli parçayı koparıp işletmeciye vermeniz yeterli. Üstte yer alan banknot da alışveriş sonrasında size kalan kısım. Bu parçayı ister atabilirsiniz isterseniz de benim gibi hatıra kalması için saklayabilirsiniz.
Panayır içerisinde yer alan dükkânların, binaların ve dekorların birçoğunun fotoğrafını çekmeyi başardım. Özellikle dükkânların önü veya içi alışveriş nedeniyle dolu olması ve kişi haklarını ihlâl etmemeye çalışmam nedenleri ile birkaç dükkânın fotoğrafını çekemedim. Bu konuda beni anlayacağınızı düşünüyorum.
Panayırın girişinde sağ tarafta yer alan bu pastane, sizce de “Seksenler” dizisindeki pastaneyi anımsatmıyor mu? Bu pastane beni “Seksenler” dizindeymiş gibi hissettirdi. Pastanenin önünden her geçişimde içeriden “Erol Taş Sami Abi” çıkıp “Nabıyon be ya” diyecekmiş gibi hissediyorum. Pastaneden tatlı bir şeyler alıp yemek istedim ancak pastanede sadece şerbetli tatlı çeşitleri varmış. Ben de şerbetli tatlı yiyemediğim için pastaneden eli boş çıktım. Sami abi olsaydı kesin sütlaç olurdu ya da muhallebi.
Sağ alt köşede yer alan dükkan ise bir helvacı. Bu dükkanda helva ve helva ile ilgili hemen her ürünü bulmanız mümkün. Helvanın yanı sıra pekmez, tahin, pişmaniye, kuru yemiş, kuru yemiş barları gibi birçok tahıl ürününü bulmanız mümkün.
Bu iki resim ise bir bakkala, köy bakkalına ait. Panayırda benim ilgimi en çok çeken yer de zaten bu köy bakkalı oldu. Bakkalın bir tarafına yanda resimde gördüğünüz gibi eski eşyalar yerleştirilmiş, diğer tarafı ise altta yer alan resimdeki gibi bakkalda satılabilen yiyeceklerle doldurularak nostalji havası verilmeye çalışılmış. Tabi o günlerde satılan ürünlerin birçoğu günümüze ulaşamadığı için nostaljiyi canlandırmakta zorlanılmış ancak bakkal dükkanında kullanılan koku, nostaljiyi hatırlatmak için tek başına yeterli olmuş. Bakkalın içene girdiğinizde soluduğunuz koku, eski günlerin zihninizde canlanmasını sağlıyor.
Bakkalda ilgimi çeken bir başka detay da küçük televizyon oldu. Resimde de görebileceğiniz gi krakerlerin önünde yer alan kırmızı çerçeveli eşya mini bir televizyon. Radyo gibi anteni üzerinde olan bu minik televizyon, çocukluğumda bir iki kere gördüğüm ve kullandığım ancak hayran kaldığım bir eşyaydı. Bakkaldan nostaljiyi canlandırmak için alışveriş yapmak istedim ancak nostaljiyi canlandıracak tek ürün olarak altın görünümlü çikolata olduğu için sadece onu aldım.
Bu iki resim ise, panayırda nostaljiyi canlandırmak için kullanılan dekorlardan birisi. Bu dekorlar maket değil, gerçek araçların bizzat kendisidir. Tabi nostalji görüntüsü bozulmasın diye araçlara bakım ve restorasyon çalışması yapılmıyor, dolayısı ile bu dekorlara binmek yasak. Yasak olması ile birlikte tehlikeli de. Yaralanma ihtimali de var aynı zamanda. Eğlenmek, keyifli bir vakit geçirmek isterken geceyi hastanelerde geçirmek istemez kimse.
Ancak keyfimi kaçıran bir durumla karşılaştım. Bu sepetli motosikletin sepet kısmında bir miktar çöp vardı. İnsanlar sepetin hemen yanında çöp kutusu olmasına rağmen yediğinin, içtiğinin çöpünü bu sepetli motosikletin sepet kısmını çöp olarak kullanmışlar. Bu resmi ise sepet temizlendikten sonra çektim. Çirkin, kötü bir görseli sizlerle paylaşmak istemedim.
0 Yorumlar